1 Mart 2012 Perşembe

... çünkü muhtemelen sahte ama canlı çiçeklerim var.

Gerçek de olabilirler.
Ama olmamalılar. Olabilemezler. Aksi halde biyolojiye dair bildiğimiz her şey yalandır. Mantıklı değil çünkü. Açılıp kapanıyorlar.
Şimdi yine izledim. Evet, üstüne su dökünce kapanıyorlar. Kuruyunca açılıyorlar. Yapıldıkları malzemenin bir davranış biçimi olduğunu düşündüğümüz zamanda sorum şu; hangi boş gezer oturmuş uğraşmış bunlarla?
Issız adaya düşsem, yanıma ilk alacağım insanlardan biri olan güzide bir dostumun doğum günümde "E işe başladın. Kaktüssüz masa olmaz." başlığıyla hediye ettiği sevgili kaktüsümün üstüne, hunharca saplanmış küçük pembe çiçeklerden bahsediyorum. Resim-1'de görebilirsiniz. -Çiçekleri toprağa saplayarak, kaktüsümü işkenceden kurtardım tabi ki de.-

Resim-1

Neden sapları 1 cm bile olmayan bu çiçekler dış etkenlere tepki veriyor? Şirkette bütün gün bunu düşünüyorum. Evet. Bakıp duruyorum. Anlam veremiyorum. Canlı olsalar, nasıl bu kadar uzun süre hayatta kalabilirler? Bu nasıl bir var olma isteğidir? Cansız olsalar, hangi kafa tırnağım kadar bile olmayan çiçekler, muhtemelen hiç farkına varılmayacak şekilde açılıp kapansın diye uğraşmış? Çok büyük soru işaretlerinin altında eziliyorum buralarda. Yemek de gelmedi zaten açım. Hayat zor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder